güne Duygu Asena'nın sevdiğim bir kitabından bir alıntı ile başladım.
"insan yaşamında eksik olanı her şey sanıyor"
olmadığım yer neresi ise orası en güzel,
yanında olmadığım kim varsa onlar en özlediklerim.
vaktini istemediğim kişiler bana en çok vaktini ayıran kişiler.
her şeyin aynı anda olmasının imkansız olduğunu biliyorum, istediklerimi elde etmek için başka istediklerimden fedakarlık etmem gerektiğinin de farkındayım.
ama bu acıtıyor
acıtan fedakarlık yapmak da değil, yetişememe hissi
geç kalmışlık, sıkışmışlık.
o kalıplara girmek istemediğimden çok eminim, peki ya girmem gereken diğer kalıplar, hedef yolunda zorunlu olanlar.
herkes bir şeyleri başarmış, yoluna koymuş, iyi kötü kendi çapında bir mutluluk kırıntısı bulup avunuyorken - ya da bizlere öyle gösteriyorken - ben neden hala bazı girdapların içinden çıkamıyorum.
umutsuzluk hali de değil bu. aksine çokça umutluyum yoksa bu denli ısrar etmezdim kader kontrolümde.
ama hissediyorum ki hep başa dönüyorum,
ne zaman birazcık özgür olduğumu, ne zaman artık kendi istediklerimi yaptığımı sansam hep başa dönüyorum ve bu süreçte yanımdan geçen insanların suretleri sürekli değişirken ben hep aynı kalıyorum.
umut et, ilerle, çabala, mutlu ol, darbe al, başa dön
tekrar umut et.
beni daima başa döndüren bu engeli bulmalıyım
bu bir çıkmaz sokak olabilir, bu bir yol ayrımı olabilir, yanlış bir tabela bile olabilir ama her neyse onu bulmak zorundayım.
belki de ben ne istediğimi bulmalıyımdır, bilemiyorum.
lakin insanın yapmak istediklerinin yanında yapmak istemediklerini de bilmesi bir ilerlemedir öyle değil mi ?
kafam bu denli karışık değil, ne yapmak istemediğimi biliyorum. hatta bundan oldukça eminim diyebilirim.
sanırım görmem gereken örneklerin yönünü değiştirmeliyim,
madem ne istemediğimden eminim o halde bu konudaki tüm iyi güzel olan örneklerin çekiciliğine kapılıp sonrasında üzülmektense kendime yeni örnekler bulmalıyım.
görmem gereken yönde
olması gerektiği gibi
herkes kendi hayat çizgisinde ilerliyorken ben bir kulvardan diğerine geçmeye çalışıyorum ama gözüm hala önceki kulvarda kalanların oluşturduğu podyumda.
bunu yapmamalıyım
insanın gerçekten yapması gerekenlerin haricinde ne yapmaması gerektiğini bilmesi de yoldaki çakıl taşlarının çoğunu süpürüyormuş.
mesele ki o süpürgeyi ele alabilmek de sanırım.
şimdi ben takip ettiğim yolun kirlerini temizlemeye nasıl devam edebilirim buna kafa yormalıyım, gerisi gelir galiba.